Haberi aldığımda çoktan 23 Ocak olmuştu ve Dha canlı yayınında hala cayır cayır bir yangınla karşılaştım. Gecenin bu yarısında hala devam eden bir yangının 19: 30 sularında başladığını öğrenince şaşırdım. Halbuki New York ile yarışacak bir itfaiye sistemimiz var buyurur Kadir Topbaş:
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/Haber.aspx?NewsID=20859
Bu durumda Haydarpaşa yangınında da çok tartışılan denizin dibindeki tarihi eserin deniz yardımı ile söndürülememesini artık suyun basıncının ahşap binayı çökerteceği, bu nedenle denizden veya helikopter vasıtası ile havadan müdahalenin mümkün olmadığı gibi "zırvalar" yerine daha iyilerini bulmalılar, suyun basınç ile bu binaları yıkabileceği doğru ama hortumların veya yangın söndürme sistemlerinin ucundaki nozzle - o da ne? şu: her itfaiye hortumunun ucunda bağlı bir nevi fıskiye gibi bir parça, bu parçanın amacı suyun hortumdan nasıl çıkacağını ayarlamak, hani bahçe hortumunun ucunu sıkarsınız da su tazyikli çıkar ya, onun gibi. ama o basınçlı suda bu işlemi parmağınızla yapamayacağınız için bu pirinçten yapılmış parça hallediyor- sayesinde basınçla pompalanan su; tek noktaya şiddetli püskürtmeye ayarlanabileceği gibi, büyük miktarda suyu geniş bir alana yayarak bir yangın perdesi olarak ince ince parçalarla yayılmasını sağlıyor. New York'la yarışabilecek durumda olduğumuza göre bunu neden yapamadığımızın sağlam bir açıklaması lazım.
-Fotoğrafların bir kısmını sürekli link vermemek için kopyalayıp ekledim.-
İbb kamerasından bir görüntü:
http://img46.imageshack.us/img46/2456/gsyangin.png
Haydarpaşa vakası için itfaiyeci bir arkadaşımla konuşurken işten anlamayan dangalak yerine konmuşluğum bir yana, aklımda en çok şu cümle kalmıştı: 'O yangını söndürecek köpük ne kadar eder haberin var mı?' Yapacağım atağı fark edip o kadar harcansa bile çok hafif bir etkisi olacağını ekleyerek 'your arguement is invalid' i yapıştırmıştı.
Yine de farklı uzmanlardan açıklama beklemek toplum olarak hakkımız. gerçi kesinlikle böyle bir geri zekalılık sergileyenlerin hakkı değil:
https://twitter.com/search/realtime?q=fransa+bayraklar+yar%C4%B1ya+indirildi&src=typd
Bir de futbol takımı üzerinden mide bulandıranların, zaten umurlarında da değil.
Sayılarının çok olduğunu umduğum bir kesim ise binanın yanında bir de İlber Ortaylı'nın da eşi bulunmayanlar da dahil olmak üzere altı bin kitap bağışladığı kütüphanenin yanmasına da yandı. Her ne kadar kütüphane arka binada diye valilik tarafından açıklama yapılsa ve bu eserlerin kurtulduğu iddia edilse de o yangından aynı binanın ikinci katındaki kütüphanenin sağ çıktığını söylemek safdillik bile değil. Gerçi Ethem Tolga için her şey çok şey, online yani, endişeye mahal yok. Bir de ders falan yapılmıyordu o binada buyurmuş, teknoloji çağında büyük hata. Hangi üniversite rektöründen en fazlanefret ediyor diye bir yarışma yapılsa sayesinde Galatasaray Üniversitesi açık ara kazanır.
https://twitter.com/GSUmag/status/293821914273685504
Neyi yaktığımızı biliyor muyuz?
Yanmadan önceki halinden bir iç portre
Tavandaki kalem işleri, anılar, tezler, dökümanlar, sınav kağıtları -hele ki tahmin ediyorum final döneminde-
Kim bilir kaç kuşağın ciğeri yani. Ciğer nefes alma organımız, doktorlar yangın sırasında civarda bulunan astım hastalarını çıkmamaları için uyarmış. Böyle bir sahte afette nefes alamamak için astıma gerek yok ki.
Zaytung'un haberi durumu özetliyor aslında: