29 Mayıs 2013 Çarşamba

Taksim Gezi Parkı ve nefesimiz olan ağaçları

Dün gece yarısı sinsice katledilmeye başlanan ve halkın tepkisi ile yeniden dikilen ağaçlar bizimle kalacaklar mı? Bir zamanlar Abbasağa Parkı için mahalleli direnmişti böyle, Gezi Parkı da ağaçlarını kurtarabilecek mi? 


Günün iki fotoğrafı var aklıma kazınan, biri Lady in red, Reuters'tan. 

 I have never seen that dress you're wearing 
or the highlights in your hair..
 They catch my eye
I have been blind

O kadar biber gazından sonra kim kör olmaz ki?

Bir diğeri ağacı kesmeyin diyen gence polisin yakınen müdahalesi, daha nasıl anlatılır? Biri doğayı koruyor, diğeri?


Ağaçlarımızı, şehrimizin nefes alma organlarını korumak için nefessiz kalacağımız aklımıza gelir miydi hiç? 

Bir de kepçenin önünde duran Sırrı Süreyya Önder var:

"Siz özel şirketin polisi misiniz halkın polisi misiniz?"
"Kaçak bir inşaatı koruyorsunuz."

Belli ki Gezi Parkını geceli gündüzlü nöbet tutarak bekleyeceğiz koruyabilmek için.

Ve gece nöbetçilerinden bir pankart:

Bu dünya kimseye Karl Marx!

diyerek bitirdim.

                             Bir de kanal ekleyeyeyim: http://www.ustream.tv/channel/pinarogun