16 Mart 2012 Cuma

Bulantı

Çok uzun süredir beni bırakmayan bir diğer varoluş biçimim. Bulantı. Üstelik sadece ruhsal da değil artık, aylardır değişen şiddetlerde fizyolojik de seyrediyor. Özellikle son iki ayda çektiğimi bir ben bilirim, bir de midemle ilgili sorunu çözmeye çalışırken saçlarını yolan aile hekimim. 


İşe yaramadı da değil aslında, sayesinde B12'den zehirlendiğimi öğrendim, vejetaryen beslenmemden ötürü yaşadığım hafıza sorunlarını bu vitamine bağlayan herkese de kapak gibi bir tahlil sonucu edindim, bu başka bir yazının konusu.


Bu bulantı o kadar geçmedi ki, en son geçtiğimiz Pazartesi aile hekimi gündelik olaylardan bahsederken bulantımın şiddetlenmesi üzerine psikosomatik olduğuna ve kendimi stresli, bu da eşittir, her gün duyduğumuz haberlere karşı korumam gerektiğine hüküm verdi. Şaka da değil bu. Elbette 7/24 bulantı hissetmenin ciddi bir biyolojik boyutu da var. Aslolan ise maalesef bu. 


Peki hayat kalitemi değil sıfırlayan, sıfırın dahi altına indiren bu illet ile nasıl başa çıkacağım? Günlük haberlerden nasıl kaçabilirim? Merak duygumu kaldıracak mıyım? Kulaklarımı tıkayacak mıyım? Gözlerimi kapayacak mıyım? Hepsini yaptığımı kabul edelim, sezgileri nasıl kapatacağım? Sivas davası düşürüldüğünde yüreğim de mi sızlamayacak? 


Oy Madımak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder