28 Ocak 2012 Cumartesi

ailesiyle yaşayan 30 yaş üstü kadınlar


aile ile beraber yaşamayı ütü yok, çamaşır yok, bulaşık yok, temizlik yok, kira yok, fatura yok diye tercih ediyorlarsa, bir tercihse tabi, ya da avantajlarının bunlar olduğunu düşünüyorlarsa, kendi ayakları üzerinde duramayan acınası kadınlardır gerçekten. o aile senin kölen ya da hizmetçin değildir, o yaştan sonra finansörün olmak zorunda da değildir.


kadın ya da erkek olman fark etmez, aile ile yaşamanın artıları ve eksileri vardır. hayatın boyunca hep ailenin boyunduruğu altında yaşadıysan ve böyle düşünüyorsan hayatın boyunca kendi ayakların üzerinde duramayacaksın demektir. esas acınası olan da bu bence.


kadın veya erkek 30 yaş üstü ailesi ile yaşayan birey, hala parazit gibi yaşıyorsa ya da beraber yaşamadan aklına parazitlik geliyorsa acınası olan budur.


yok eğer o birey kendi ayakları üzerinde durmanın ne demek olduğunu biliyorsa ve zamanında kendi ayakları üzerinde durmuşsa ve buna rağmen çeşitli koşullardan ötürü, efenim hastalık olur bir şey olur, böyle bir zorunluluğu ortaya çıktıysa, hakkında atıp tutmaya ve acımaya kalkan herkese bok yemek düşer.


dezavantajları o evde yaşayan tek kişi olmadığınız için düzeninizi de istediğiniz gibi ayarlayamamak olur olsa olsa. ama bir arkadaşını, sevgilinizi eve davet edemiyorsanız sırf aile ile olduğunuzdan dolayı, ailenin mazbut yapısından dolayı ya da bilemedim, elbette bu üzücü bir durum. yine de kişi bunu tercih ediyorsa bana ve hepimize bok yemek düşer. ve kendi düşen ağlamaz. elbette sadece sizin alanınız olan bir mekana ve paylaşılan bir mekana birisini, sevgili olur, arkadaş olur, davet etmek ve beraber vakit geçirmek farklıdır. sonuçta ev arkadaşınız bile olsa bu alanı bölebilir. aile olması şart değil. ev arkadaşlarının kısıtlamaları size engel oluyor olabilir. bu aileden daha kötü bir durum bence. ailede kuşak farkı, bilmemney deyip atarsın suçu en fazla ama ailenle olmamak için seçtiğin ev arkadaşınla da bu kısıtlamalar söz konusu oluyorsa, o daha fena bir durumdur. yaşam alanına saygı duymak gerekir, ev arkadaşı kısıtlamaları ise çok başka bir şeydir, neyse konuyu dağıtmayalım.


efenim bu kadın veya erkek, cinsiyet hiç önemli değil, emin olun ki her gece eve kimi atsam diye düşünen, partner adaylarını eve çağırıp tahrik edip siktir çeken, kendisini dünyanın merkezi sanan, ruh hastası, iç dünyasında ölümüne mutsuz ve huzursuz, doyumsuz, dışarıdan sert içeriden güvensiz kadınlarla veya erkeklerle karşılaştırıldıklarında kimin durumunun acınası olduğu ortada iken kendisinin durumunu 'yazık' olarak ifade edenlere göre çok daha sağlam bir konumdadırlar.


kısacası; (bkz: yanılıyorsunuz yarram)


(17.10.2010 15:52)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder