21 Aralık 2011 Çarşamba

Kanser

...yine kanserden ölen babamın çektiği acılarına, özellikle kanser artık kemik iliğine geçtiği zamanki ağrılarına tanık olan, ağız mukozası çözülmeye başladığında onu aspirasyon aleti ile temizleyen, tüm vücudu parça parça olurken hep yanında olan annemin en büyük korkusu değildi şüphesiz ama kanserle ilgili korktuğu başka bir şey vardı, bir dostuna söylemiş:

"nefise abla, ölümden korkmuyorum, önünde sonunda hepimiz öleceğiz, kanserden de korkmuyorum ama bu hastalığın sonu çok kötü bitiyor, işte ondan çok korkuyorum..."


(02.08.2011 14:17 ~ 03.08.2011 14:31)


kanser ile ilgili yorumların hep bir yenmek yenilmek ekseninde olmasının bir nedeni var ve bu moral gücü olursa kanser yenilir değil. gelin görün ki her hastalıkta olduğu gibi çok önemli moral, insanın bağışıklığını yükselten bir durum moralin yüksek olması.

kanserin hep bir yenme yenilme ekseninde ele alınmasının esas nedeni ise eldeki silahlar (doktor, hastane, maddi durum vs) ne olursa olsun hastalığa karşı hastanın ve dahi yakınlarının ama özellikle hastanın çok ciddi bir savaş veriyor olması. mevzubahis ağır hastalıklar olduğunda x ile savaş derneklerinin bu isimleri almaları boşuna değil. vücut kendisi olsun, kendisini taşıyan kişi olsun, çevresi olsun, doktorlar olsun, bu savaşa dair sürekli strateji geliştirmek zorundalar. bağışıklıkları da azaldığı için normal bir insanın göstereceği çabadan fazlasını göstermeleri gerekiyor normalin epey üzerinde yoran bu hastalık için.

hiç kanserden yeni ölmüş birini gördünüz mü? yüzündeki yorgunluğu, vücudundaki bitkinliği gördünüz mü? işte çok haşin bir savaşın sonuna gelmiş ifadelerdir onlar. o acının bittiğini öldükten bir süre sonra ancak algılar ölü bedenleri. ancak huzur bulur, önce ölmüş hali ile bitkin düşer. 

kanserle savaşılır, hasta da olsanız, hastalığı bitirmiş de olsanız sürekli savaşılır. nereden sinsiler gibi geri çıkacağını asla bilemezsiniz ve sürekli tetikte olmak zorundasınızdır. çok yorucu bir savaş bu. gerektiğinde, ki çoğu zaman gerekir, satranç masasında olasılıkları hesapladığınız bir savaş.

şeker öyle değil mesela, tansiyon da. şeker kontrol altına alınır, tansiyon da. vücut sarsılır ama sürekli bir mücadele içinde değildir. yeme içme ve spor alışkanlıkları ile kolayca kontrol altına alınabilir, stabil kalabilir. oysa kanser bitti gitti sansanız da sürekli 6 ayda bir, yılda bir de olsa tetikte olmanız gerekir. kanser her an tekrar saldırabilir. işte bu yüzden çok zor, çok çekişmeli bir savaştır kanserle mücadele. yenilme lafının morali bozuktu, yaşamak istemiyordu gibi anlamları yoktur, stratejiler ve lojistik, saha yani beden için yeterli olamamıştır. hepimiz biliriz ki asgari ücretin biraz üzeri alan iki çocuğu olan bir anne kanser olursa yeterli beslenmeyi sağlayamayacağı için baştan bir sıfır yenik başlar savaşa. kimse kimsenin daha güçlü veya güçsüz olduğunu iddia etmez yenildi diyerek, defalarca mağlup etseniz, galip gelseniz de son yenen o olursa siz de yenilmiş sayılırsınız. bu beğensek de beğenmesek de böyledir. hayatımdaki en önemli yerlere sahip iki ağır kanser hastası insan da ayrı ayrı hastalıklarına dair mucizeler yaratsalar da son olarak kanser galip geldi, yapacak bir şey yok. ama arada iyi benzettik kaç kere ipneyi. bu da bizim yengimizdir. 

kanser sürekli ve sürekli bir mücadeledir. bilim insanları başarı sağladıklarında değil, kapitalistler paraya doyduklarında o yengecin kıskaçları tuz buz olacak. yoksa bilim insanları zaten çoktan kıskaçtuzbuzedici ürettiler. dünyanın parası tutan, hırpalayıcı günümüz tedavisi bu kadar karlı iken alacakları yeni mal mülk varlıklarını bu kadar insanın acı çekerek hayata veda etmesine yeğ tutuyorlar. allah belalarını versin!


(04.08.2011 14:53)









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder