21 Aralık 2011 Çarşamba

Panik atağa bir güzel patak

 tüm panik atak hastalarına ithaf ettiğim entry'm olur. yok efendim panik ataktan nasıl kurtuldum, panik atakla mücadele etmenin yedi yolu gibi baştan kaybeden bir yazı olsun istemedim. burada paylaşacağım bilgiler panik atağımı kontrol etmemde bana oldukça yardımcı oldu. çünkü bu bilgileri benimle paylaşan kişi hariçten gazel okuyan biri değil, bizzat yaşayan birisi. arkadaşım ingiliz olduğu için ara sıra britanya kediliği yapabilirim. elimden geldiğince düzgün anlatmaya çalışacağım.

günümüzde panik atak gülse birsel'in nasıl oldu da yarattığını anlamadığım iğrenç burhan altıntop karakteri ile iyice dalga geçilen bir hastalık haline geldi, bende malesef bu kadar ünlü değilken baş gösterdiği için uzun süre başıma ne geldiğini bile(doktorlar da anlamadı, o derece, şeker tiroid baktılar hep) anlamadım.

öncelikle panik atağın bir anksiyete bozukluğu olduğunu ama her anksiyete bozukluğunun panik atak olmadığını belirtme gereksinimi duyuyorum.

panik atak hastalarında en sık rastlanan atak sırasında nefes alma zorluğu çektikleri/boğuluyor gibi hissettikleri için aşırı hızlı soluk alıp verme, tıbbi dil ile hipervantilasyon. kendimizi kurtaracağımızı sanarak aldığımız bu sık nefesler bakalım aslında bizi nasıl etkiliyor? aslında panik bozukluğu olan birçok kişi, istatistiklere göre %60, rahat olsalar bile normalden çok daha hızlı nefes alma eğiliminde. kendinizi stres altında hissettiğinizde nefeslerinize dikkat edin, biz bilinçli yapmadığımız için farkında olmuyoruz, dikkatimizi yönelttiğimizde fark ediyoruz ancak. bu benim için de uzun süre büyük bir sorun oldu.

hipervantilasyon ile ilgili en önemli şey şu ki biz her ne kadar oksijensiz kaldığımızı zannettiğimiz için aşırı nefes almaya başlasak da tam tersi doğru.

ne demek bu şimdi? ben bunu ilk sigaradan sigara bağımlılığına giden yola çok benzetiyorum. sigara içtiğimizde geçici olarak serotonin salgılanır ilk başta ve kendimizi iyi hissederiz. bunun yanında pek çok psikolojimizi olumsuz etkileyecek salgılar da aktif hale gelir ki serotonin kırıntı gibi kalır. ne yaparız bu durumda? bir sigara daha yakarız. geçici olarak mutlu olup sigarayı söndürdüğümüzde yine berbat hissederiz ve daha fazlasına ihtiyaç duyarız. bu kısır döngü böyle gider. nereden mi biliyorum? çok sonrasında, yani şimdi korkunç bir alerjiye yakalanmış olsam da vücudumun içine etmeden önce ben de bir tiryakiydim. hatta yirmi yaşındayken sigarayı ilk kez bıraktığımda, üçüncüde alerji çıkması ile tamamen bıraktım, yedi yıldır sigara içiyordum. neyse sigara tiryakilerine değil panik atak ekürilerime yardım ederim belki diye yazıyorum bunları, sadede gelelim.

hipervantilasyon ile vücudunuz çok fazla oksijen alır. bu oksijeni kullanmak için (kandan süzülmesi için) vücudunuzun belirli bir miktar karbondiyoksite ihtiyacı var, değil mi?

aşırı hızlı soluk aldığınızda vücudunuza gerekli karbondiyoksiti sağlamadan yüksek dozda oksijen yüklemiş oluyorsunuz(so what). dolayısı ile o oksijen vücudunuz tarafından kullanılamıyor. siz nefessiz kaldığınızı hissederken aslında sorun fazla nefes almış olmanız burada. işte bu nedenle nefesim yeterse size hipervantilasyonu nasıl kontrol altına alacağımızı anlatmaya çalışacağım.

önce hipervantilasyonun ve paniğin belirtilerinden bir kısmını yazayım:

+ sersemlik
+ baş dönmesi
+ nefes darlığı
+ kalp çarpıntısı(bunun için ilaç bile kullandım, dideral)
+ hissizlik
+ göğüs ağrısı
+ ağız kuruluğu
+ soğuk ve/veya nemli eller
+ yutmada zorluk çekme
+ titreme/ürperme
+ terleme
+ halsizlik
+ bitkinlik

peki nasıl kurtulacağız hipervantilasyondan? şöyle:

hipervantilasyondan muzdarip herhangi bir kişi panik ve aşırı heyecan belirtileri gösterecektir. peki daha dengeli ve normal nefes almayı nasıl öğreneceğiz? işte benim aldığım destek burada başlıyor. 3 adet teknik var, bakalım bakalım:

a tekniği:

nefesinizi tutun. nefesinizi kendinizi zorlamadan tutabildiğiniz kadar tutmanız karbondiyoksit israfını önleyecektir. nefesinizi bir süre 10 veya 15 saniye tutup bırakmanız işe yarayacak.

b tekniği:

kese kağıdına nefes alıp verin. bu dışarı verdiğiniz karbondiyoksiti geri almanızı sağlar. gerçi bunu her yerde yapamazsınız, zaten kese kağıdı yazmamla gülmeye başlayanlar oldu. ortalık yerde yapmanız garip kaçsa da gerçekten işe yarayan bir yöntem. umursamıyorsanız her yerde yapın bence. gerektikçe elbette. sonra deliberte bizi maymun etti olmasın.

c tekniği:

burnunuzdan nefes alıp verirken ağır bir egzersiz yapın. tempolu bir yürüyüş veya koşu hipervantilasyonu giderir. ayrıca düzeli spor yapmanın da yaşanan panik atak sayısında büyük bir düşüş sağladığı bir gerçek.

eğer nefesiniz "düzensiz"leşmeye başlarsa veya çoğu zaman zaten böyleyse bunu en güzel egzersiz yaparak yoluna koyarsınız. düzenli spor yapmanın sağlığa sayısız faydası var. biri de bu. kendimde de gözlemlediğim için paylaşmakta beis görmüyorum.

mesela diyafram nefesi almak da çok işe yarıyor. göğsünüzü değil de karnınızı şişiriyorsunuz. bu nefes alma türü hipervantilasyonun tam zıddı bir tarzda olduğu için nefesi düzene sokmada oldukça etkili. dikkat edilmesi gereken tek nokta verilen nefesin alınan nefesten uzun süreli olması.
bu sinir sisteminizdeki "rahatlama" dam sorumlu nöron bakanlarını uyarıyormuş. bu biyolojinin basit bir kanunu ve bu şekilde nefes aldığınızda vücudunuza rahatlamanın dışında bir seçenek bırakmıyorsunuz.

vücudun tepki vermesi birkaç dakika sürebilir, sabırlı olun. rahat bir yere oturup gözlerinizi kapatın. nefes alırken 7, verirken 11 sayın. hatta yapabiliyorsanız bir iki saniye tutun nefesinizi, kendinizi asla "bu sefer uzun tutucam huleayn" diye zorlamayın. ayıp.

başlarda yapması zor geliyor ama bu egzersizler düzenli yapıldığında genel stres ve anksiyete düzeyinizde de bir düşüş oluyor. hatta zamanla panik atağın veya anksiyetenin yaklaştığını hissettiğinizde otomatik olarak bu şekilde nefes alırken bile yakalayabiliyorsunuz kendinizi. boşanma davası açmayın.

çok uzun oldu, aslında başka süper yöntemler de var ama beni en çok etkileyen ve çok işe yarayan bir teknik olduğu için bundan başlamak istedim. daha fazla uzatmamak adına da diğer yöntemleri ayrı yazacağım, bir yandan kenarımı kaybederim diye de korkuyorum, korkmuyorum da değil. bir yandan buraya kadar geldiyseniz zaten siz de bu dertten muzdaripsiniz. o kadar yazmışım, hayatta bir daha bu kadar cümleyi toplayamam, yani üşenirim de ondan toplayamam. ben bile yazarken sıkıldım. sizi düşündüm toparlayayım, insanlar uyumaya başladı dedim ve toparlıyorum:

vücuttaki stresi yok eden hormonları sürekli uyarırsak "panik" olmamız da giderek daha zor hale gelir. burada anlatılan yöntem hipervantilasyon için çok müthiş sonuçlar elde etmiş sizler için özel laboratuvarlarımızda ürettiğimiz yöntemler olup mis gibi de çalışıyorlar.

işte bir de şu seven/eleven egzersizini(7 nefes alırken, 11 nefes verirken) yapın her gün beş dakika. sizden kraliçesi olmaz!    

                                                                                                       (11.02.2010 00:56) 


çarpıntı sorununa destek için bitkilerden (tang queiveya beta blokerlardan, nam ı diğer ilaç, (dideral) yararlanılabilir.                                                                                                           


                                                                                                        (28.05.2010 17:28)


 patak kısmı değil ama süreç hakkında yazdığım bir yazı.(bu yazı emdr başlığında)

bir hocam derdi ki 'bazen çözüm üretmektense sorunu doğru ortaya koyabilmek daha önemlidir.'

her zaman sorunu doğru bir şekilde ortaya koyabilmiş miyiz diye bakmalıyız, yoksa bulduğumuz çözümler sorunun yörüngesine girer belki ama kalbine değemez. kısacası, işe yaramaz.



(02.04.2011 04:02)                                                                                                                    



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder